24 Haziran 2015 Çarşamba

Kendime son ihtarımdır! ..... "DUR!"

Dünyaya geldiğimiz andan itibaren başlıyor hayat mücadelemiz. Zaman çarkı dönüyor ve bizde o çarkın içinde tabi koşturup duruyoruz..
Büyümeye yetişmek, okula yetişmek, derslere, sınavlara yetişmek, mezun olup iş görüşmelerine yetişmek (ki şuan da bir iş bulup çalışan şanlı sayılıyor) .. şanslıysak işe yetişmek...Hep bir koşturma hali yani hayatımız..

Zaman içinde gelişen zevklerimiz, hobilerimiz, hayallerimizde kendilerine yer bulabildikleri sürece hayatımıza dahil olabiliyorlar! Ne zaman son bulacağı belli olmayan yaşantımız mecburi görevlerimizi yerine getirmeye çalışırken tükenip gidiyor özetle.

Yoğun geçen eğitim hayatı, üzerine iş buldum  çalıştım hadi daha iyisini buldum oraya geçtim, hadi kendimi kanıtlamalıyım çok çalışayım derken birde aklım fikrim uçtu aşık oldum iyimi:)) Eee her genç kızın başına geldiği gibi birde evlilik telaşı sardı full kapasite koşturan hayatımı...

Hayatında bir fincan alıp çeyiz olarak kenara koymamış ben kısa sürede çeyiz hazırladım yine maratondan hallice bir tempoda. Ve tabi düğün telaşı ev, eşya, düğün organizasyonu...Mutlu mesut kurduk yuvamızı:)  Bitti mi?

Tabi ki hayır:)

Türkiye de yaşıyorsanız hayatınızın dönemleri var siz isteseniz de istemeseniz de çevreniz size bu süreçleri hatırlatır:)) Evlenen her çift artık anne baba olmalıdır!

Şaka bir yana hayatımın en doğru kararı oğlum! İyi ki dünyaya geldi ve bana anne olmayı öğretti hala da öğreniyorum ve biliyorum daha yolum çok uzun...

Neyse konudan saptık ama bu detaylar önemliydi...

Yep yeni sıfatlarım vardı artık benim evlat, kardeş, arkadaş yada dostun yanında artık bir eş ve anneydim! Hemde çalışan bir anne..

Arada durmak gerektiğini işte tamda bu noktada anladım... Artık en büyük hayalim yataktan sakince ve esneye esneye kalmak oldu! Günlük yaşantımı ben değil her sabah kurulan bir robot yaşıyor gibi hızlıca fırla keremle ilgilen, vakit bulursan duş al, hazırlan evden çık işe git akşam zamanında çıkabilmek için nefes almadan işlerini bitirmeye çalış, akşam eve dön keremle yemek ye hızlıca mutfağı topla çünkü keremin uyku saati gelmeden oyun oynamalı onunla vakit geçirmelisin,sonra onu uyut, evi topla, ütün vs varsa yap, yoğurdunu mayala... sonra zaten uyuklamaya başla gece uyan keremi emzir uyut tekrar yat... sabah mı oldu  hadi bakalım baştan...

Hafta sonu mu? çalışan bir annenin hafta sonu çocuğundan başka yapacak ne işi olabilir ki kendine ait!!

Düşünüyorum da çok ama çookk uzun zamandır durmadım ben! En son atom tedavisi aldığım zaman dinlendirdim kendimi oda mecburen yani 1 ay odadan çıkmam bile yasaktı yaydığım radyasyondan dolayı:)))) Allah tekrar göstermesin ve öyle bir mola verdirmesin ama benim bir molaya ihtiyacım var.

Hiçbir şey düşünmeden, koşturmadan sakince yaşanacak bir zaman dilimi istiyorum! Çok mu?


22 Haziran 2015 Pazartesi

İlk yazı önemlidir...

Söze nereden başladığın mı önemlidir, ne anlattığın  mı bilemedim...

Büyük umut dolu bir başlık atsam da blog daki ilk yazım pek iç açıcı olmayacak. Malum yaşadığımız ülke koşullarında bir kadın olarak yaşamaya çalışmak artık hepimizi korkutuyor. Her gün yeni bir vahşet haberi alıyoruz, işin acısı duyduklarımız buz dağının sadece görünen yüzü! Çevremizde şahit olduğumuz olayların dışında aklımızın alamayacağı olaylar yaşanıyor ve yüzlerce hayat yitip gidiyor yada tamiri imkansız yaralar açılıyor...
Babanın, abinin ya da eşinin "iyi bir erkek" olması yeterli değil artık hayatta kalabilmek için! Sokakta günlük hayatında yanından geçen, aynı araca bindiğin, aynı mahallede oturduğun yada birlikte çalıştıklarının da "adam" olması gerekli....

Ne zamana kadar bu korkumuz devam edecek?
Neden gerçekten sesimiz duyulmuyor? Yaşamak istiyoruz diye çığlık attıkça..
Çözüm üretilmeli evet ama önce nedenlerini anlamalıyız toplum olarak ne ara bu kadar vahşi olabildik?

Dünya yavaşlıyor ama biz hızlanıyoruz. Günlerimiz saatlerimiz yapmak istediklerimize yetmiyor. Giderek daha fazla tüketmek en fazlasını tüketmek istiyoruz. Televizyon kanallarında sürekli köşklerde geçen diziler, yatlar katlar mücevherler gösterişli ve asıl önemlisi ahlaktan uzak yaşamlar! aldatmak, tecavüz etmek üzerine kurulu senaryolar.. Kim kimi öperse durumu!!
Topluma empoze edilen değersizlikler ve cehaletin sonucu bu yaşananlar.. Tabi cinselliğin tu kaka ayıp günah modunda öğretildiği nesli de unutmamak gerek.

Karşı cinsten biriyle ilişki kurmaya aciz, baktığı zaman bile tatmin olabilecek düzeyde sapık, hayatta amacı hedefi olmayan, insani sevgiden uzak kısacası "insan" demeye bin şahidin gerektiği varlıkların sokaklarda kol gezdiği bir dönemdeyiz kısacası...

Bir yerden başlamalıyız farkında olanlar daha çok bir arada olmalı daha çok emek harcamalıyız, yaşanabilecek bir ülke haline dönüştürmeliyiz. Yasalar, kanunlar, eğitim sistemi hepsi bir parça ve puzzle'ı  bitirebilmek için herkes yetkisi, sorumluluğu neyse yapmalı..

Her şeyden önce bir kadın olarak, bir anne olarak, bir kardeş olarak hepinizi daha duyarlı olmaya çağırıyorum sivil toplum kuruluşlarına, sosyal sorumluluk projelerine, sorunların çözümü olacak her türlü dayanışmaya destek olmalıyız.

Sevgilerimle..